Schaffhausen’de yaşayanlar, kısa mesafeleri, yüksek yaşam kalitesini, güzel yerleşim yerlerini, adeta kapının önünde bulunan dinlenme alanlarını ve olağanüstü kültür ve spor olanaklarını takdir eder. İsviçre’nin en kuzey kantonu olarak Schaffhausen sınırları büyük ölçüde Almanya’ya bitişiktir. 185 kilometrelik sınırlarının %85’i Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletine dayanır. Kanton toplam 1740 adet sınır taşı ile çevrilidir. Bu nedenle kantonun kurumları farklı düzeylerde sadece komşu kantonlarla değil, aynı zamanda Alman komşularıyla da açık ve yapıcı bir temaslar içindedir.
Kantonumuz, her biri Ren nehrinin kuzeyinde bulunan ve aralarında bağlantı bulunmayan üç farklı bölgeden oluşur. Bu bölgelerin en büyüğü, Schaffhausen’deki Ren kıvrımı ile Neuhausen/Rheinfall’dan Klettgau dağlığına, Randen bölgesine ve Reiat yaylasına kadar uzanır. Kantonun doğusunda Untersee gölünün çıkışında Steiner Zipfel adı verilen daha küçük bir bölge bulunur; güney doğusunda ise Buchberg ve Rüdlingen köylerinin bulunduğu kantonun en güney bölgesi yer alır.
Schaffhausen etrafındaki coğrafya orta İsviçre topraklarının kenarında yerleşir. Sarp olmayan tepeleri ve vadileri, Jura dağlarının uzantıları olarak, en son buz devrinde meydana gelmiş olan buzul hareketlerinin izlerini taşır.
Bölgenin coğrafyası çok yönlüdür ve özellikle eşsiz Ren havzasının manzaraları, geniş ormanlar ve ekin alanları ve özenle budanan üzüm bağları ile karakterize olunur.
Kantonun yüzölçümü 298 kilometre kare olup İsviçre toprağının %0,7’sini temsil eder. Kantonun 26 belediyesinde 84 binden fazla kişi yaşamakta olup bu rakam bütün İsviçre halkının yaklaşık %1’idir. Bu rakamlarla Schaffhausen İsviçre’nin en küçük kantonlarından biridir.
Alemanların erken Ortaçağda buraya yerleşmesiyle Schaffhausen bölgesinin günümüzdeki yerleşim düzeninin temeli atılmış oldu. Neredeyse kantonun tamamından 7. yüzyıldan kalma Aleman kalıntıları bilinmektedir. Ancak en önemli yerleşimler, Roma döneminde bile Schleitheim ve Stein am Rhein’de bulunmaktadır.
M.S. 1000 yılından sonra, o zamana kadar özellikle tarım yöresi olan bölge ekonomik bakımından büyük bir dinamizm göstermiştir. En geç 11. yüzyılda Ren ırmağı ile bağlantısı önem kazanmıştır. Schaffhausen ve Stein am Rhein şehirlerine para basma ve pazar açma hakkı verilmesi, özellikle Schaffhausen şehrinin sergilediği hızlı büyüme ve artan ticaret faaliyetlerine borçludur. En önemli suyolu olan Ren nehrinin Rheinfall şelalesi ile kesilmiş olmasını Schaffhausenliler, talep ettikleri vergi ve gümrük ücretleri karşılığında yük indirme-bindirme ve taşıma hizmetleri sunarak değerlendirmiştir. Çevredeki belediyeler üzerine egemenlik hakları elde edilmesiyle güçlü bir şehir devletinin kurulması başlamıştır.
Ortaçağda Schaffhausen sık sık bölgedeki büyük güçlerin arasında kalmıştır. Bağımsızlığını sürdürebilmek amacıyla, Schaffhausen 1501 yılında İsviçre Konfederasyonuna katılır ve konfederasyonun kuzey sınırını muhafaza etme görevini üstlenmiştir. Bu görevi kapsamında, büyük ölçüde feodal beylerin hizmetindeki serflerin eliyle ile kurulmuş ve günümüzde şehrin simgesi hâline gelmiş olan Munot Hisarı da yapılmıştır.
18. yüzyılın sonuna kadar şehirlerdeki esnaf localarının temsilcileri sınırsız olarak kırsal alanlarda yaşayan halkın üzerinde hükmediyordu. Fransız Devrimine paralel olarak gelişen akımlarla birlikte, kırsal alanlardaki halk, şehirlilerle aynı hak ve özgürlükleri elde etmek için savaşmıştır. Schaffhausen Kantonu ve şehri ile 35 bağımsız belde, 19. yüzyılda kurulmuştur. 19. yüzyılın başına kadar Schaffhausenliler büyük ölçüde tarım faaliyeti, el sanatları ve ticaretle geçiniyordu. Ekonomide meydana gelen köklü değişimin temelini atan bir takım sanayi öncülerinin özverisiyle bu durum değişmiştir. Schaffhausen 19. ile 20. yüzyılda, ünlü çok sayıda şirket ile önemli bir sanayi beldesi haline gelmiştir.
1950’li ve 1960’lı yıllarda bölge genel ekonomik büyümeden nasibini alır. Georg Fischer, SIG, IVF gibi köklü şirketlerin yanı sıra başka şirketler de ileri düzeyde gelişme gösterir, yeni şirketler kurulur. Neredeyse işsiz kimse yoktur. Aksine: işgücü darboğazı yaşandığı için yurt dışından –o zamanlar özellikle İtalya’dan– işçi çağrılmak zorundaydı.
1990’lı yıllarda baş gösteren ekonomik kriz ise endüstriyel istihdamda önemli düşüşe neden olur. Schaffhausen durumunu düzeltmek amacıyla ekonomik yapılanmasını daha geniş tutmak zorundadır. Yeni işletmelerin bölgeye yerleşmesi ve mevcut işletmelerin reformlar gerçekleştirilmesi ile birlikte hizmet sektörünün önemi artar. Uluslararası alanda faaliyet gösteren şirketler için Schaffhausen bölgesi, küresel pazarda rekabet edebildiğini ispatlayan çekici ve yenilikçi bir yerleşme merkezidir. 1990’lı yıllarda nüfusta önemli ölçüde azalma yaşandıktan sonra birkaç yıldır tekrar bir artış görülmektedir. Birçoğu komşu Almanya’dan olmak üzere fakat tüm dünyadan da çok sayıda insan yeniden yurtdışından buraya göç etmektedir.